3 Nisan 2014 Perşembe

Palermo Yakınındaki Cefalu Kasabasından Messina ve Taormina 'ya Uğrayıp Catania 'ya Gidiyoruz

Cefalu 'da sabah erkenden uyanınca odamızın balkondan da olsa deniz manzarası olduğunu farkediyor ,
anahtarı masanın üstüne bırakıp çıkıyoruz. Biz Cefalu 'da sıcak bir ortam hissettiğimizden aklımız kalarak ayrılıyoruz. Sahili son bir kez görebilmek için yolumuzu uzatıyor ,arabayla  bir sahil turu sonrası ayrılıyoruz.



Bugün Messina 'ya gitmek için 140 km., sonrasında Taormina üzerinden Catania yolunda 100 km. yol yapıp akşam 19.00 gibi arabayı teslim etmemiz gerektiğinden sahil yolunun çok güzel manzaralı yerler içerdiğini bile bile istemesekte kendimizi otobandan gitmemiz gerektiğine ikna ediyoruz .



Bitki örtüsü olarak bizim Karadeniz bölgemize çok benzeyen  Cefalu - Messina otobanının doğanın tahrip olmaması için en az 60 km 'sinin  tünellerden kalan bölümünün neredeyse tamamının viyadüklerden oluşması nedeniyle tek bir ağaç kesilmediğini görerek ,



sahili yeterince  göremeden İtalya anakarasına denizden yalnızca 3 km. mesafedeki Messina 'ya ulaşıyoruz. Oysa dün bir bölümünü gittiğimiz Palermo - Cefalu sahil yolu da çok güzel manzaralar içeriyordu . Tavsiyemiz vaktiniz varsa Palermo - Messina - Catania yolunu otobandan değil beğendiğiniz yerlerde konaklayarak sahilden gitmeniz yönünde. Balık tutmak için kullanılan ip olan Misina 'ya ismini veren şehir olan Messina 'ya ulaştığımızda aşırı olmasa da sabah trafiğine yakalandık , şehir merkezine gelince ise park yeri bulamadık.




Bir yerde kırmızı ışıkta durmamla birlikte arkadan korna çalınması yanı sıra bir araba tek geliş gidiş olan tıkanık yolda beni sollamaya kalktı , soluma baktığımda bir bayan bana bağırıp çağırıyordu .Bu kadarı da pes diye gülümseyince o da sustu .




Sicilya 'da gördüğümüz otomobil ve motosiklet kullananların yarıdan fazlasının bayan olması dikkatimizi  çekti .  Neyse bayağı dolaştıktan sonra merkeze çokta uzak olmayan bir yerde park yeri bulduk ,

 kahvaltı için merkezde dolaşırken önce 1910 'dan beri faal olan bir pastaneye baktık , fakat pasta yemek istemiyorduk . O yüzden meydandaki cafe de oturduk .


Hava açık ve sıcak olsa da büyük ağaçların altında oturduğumuzdan burası serin ve karanlık denecek kadar gölgeydi . 2 kruvasan ve 2 cappucino 'ya 9 Euro gibi yüksek bir rakam ödesekte , kruvasanları güzeldi . 

Sokaklarda ,caddelerde biraz dolaştık ,


katedrallere baktık , 






idare eder olsa da  özellikle Palermo 'dan sonra biz bu şehre pek ısınamadık ,  o yüzden Taormina 'ya gitmek üzere Catania  otobanına  çıktık . Taormina 'ya gelip otobandan çıkış yapınca sahile gitmek için aşağıdaki yola , tepedeki şehre çıkmak için yukarıdaki yola girmek gerekiyor .
Biz sahilden gidip yukarıya teleferikle çıkmayı düşünsek de tabela göremeyince arabayla yukarı şehre çıkıyor , girişteki otoparka park edip kasabayı yürüyerek dolaşmaya başlıyoruz. 


Sol taraftaki sahile bir bakıp ,



turist info 'ya gidip bilgi alıyor ,
mağazaları geziyor , zirvedeki kaleye bakıyor , ilginç sokaklarda dolaşıyor ,

bir bildikleri vardır diyerek gördüğümüz bir turist gurubunun peşine takılıp bir parka giriyor , buradan aşağıya bakınca büyüleyici Taormina manzaralarından birini izliyoruz.
Taormina 'nın yukarıdaki şehir bölümü bizde etkileyici bir manzaraya sahip ,zengin ,ağır bir dağ kasabası etkisi bırakıyor .



Vaktimiz olsa burada en azından bir kahve içebilirdik ,
sahili merak ettiğimizden dolayı arabamıza binip aşağıya iniyoruz .Arabayla biraz ilerledikten sonra sahile inip bir baksakta
bizim aradığımız yerin olmadığına kanaat getirip sahilden bir süre yola devam edince çok güzel bir manzarayla karşılaşıyor
fakat diğer bazı turistlerle birlikte bir türlü yürüyerek sahile çıkışı bulamıyoruz . Yolda park yapılmaz, arabanız çekilir işaretleri olduğundan bırakanlar olsa da biz önce arabayı bir yere bırakamıyoruz. Çünkü bir kaç saat sonra  100 km ilerde aracı teslim etmemiz gerekiyor .Çekilirse sorun olabilir diye düşünsekte tünel girişine yakın bir yerde park edip ''bu sahil görülmeden buradan gidilmez '' diyerek merdivenlerden aşağıya inip kumsalın yolunu buluyor , karnımız çok acıktığından bir cafe 'de oturup
penne arabiata isimli makarna 
ve  buranın spesiyali olan club sandviç ,

yorgunluğumuzu atmak için  birer kadeh sofra şarabı siparişi verip manzarayı izlemeye başlıyoruz. Şu anda akşam üstü olduğundan bir çok kişi denizde olduğundan '' yemek sonrası yüzsek mi '' diye düşünsekte ''geç kalabiliriz '' diye vazgeçiyor yemek sonrası Taormina sahilinden ayrılıyoruz .
Arabamızı yerinde buluyor ve sahil yolundaki manzara ve kasabaları çok sevdiğimizden biraz bu yoldan gidiyor , bir süre sonra otobana çıkıyoruz . Otobandan Catania çıkışında ödeme için bozuk para atılarak çalışan makinede ne kadar ödeyeceğimiz yazmayınca orada kalınca arkadan kornalar ,söylenmeler başlıyor , ben sakince araçtan çıkıp '' o zaman gelin siz çözün '' derken makine çalışıyor ve ödemeyi yapip Catania 'ya doğru ilerliyoruz . Bu arada bazı gişelerde görevlilerde bulunuyor .

 Şehre girerken deniz manzarası yine bizi karşılıyor ,
Catania 'nın girişinde her geliri bozuk ülkede karşılaşıldığı gibi araba camı silmeye çalışan insanlar dikkatimizi çekiyor ,
ısrarcı değiller ,istemem deyince başka arabaya gidiyorlar . Arabayı teslim etmeye gittiğimizde bize kiralayan rent a car 'cı çocuk oradaydı . Araç kirası olan günlük 31 + km başı 0.20 Euro olan anlaşmamıza göre ödeme rakamını elle hesaplarken 10 Euro fazla söyledi , biz düzeltince tamam dedi ve oradan ayrıldık . İki gün önce kaldığımız ''room'' adı verilen pansiyonda yerimizi ayırtmış olduğumuzdan yer aramadan pansiyona gidiyor ve eşyaları bırakıp akşam yemeği için dışarı çıkıyoruz .Duomo meydanının arkasındaki sokakta  kazanın içinde ne sattıklarını merak ediyor haşlanmış bağırsak olduğunu görünce bir an denmeyi düşünsek de vazgeçiyoruz.
Bir AB ülkesinde seyyar satıcıda bunu satmak serbest ,AB 'nin içinde olmayan ülkede açıkta ürün satışı serbest değil ,anlamak zor . Bu bölgede İstanbul'daki çiçek pasajındaki gibi çalgıcılar dolaşıyor , fakat zurnayı insanın kulağının dibinde çalmıyorlar .
 Bir kaç sokağa bakıp bir restorana giriyor , Spagetti Vongole (Midyeli makarna)
ve sebze çorbası benzeri bir yemek siparişi veriyoruz.
Yemek sonrası Duomo meydanında her zaman gittiğimiz cafe 'de trimisu ve cappicuno ile Sicilya 'ya ve yemeklerine  veda ediyoruz.
 
Sabah 06.30 'da Feribotun servisiyle Pozallo Limanı üzerinden Malta 'ya geri dönüp tatilimize burada devam edeceğiz .Malta tatilimizi buradan okuyabilirsiniz.

10 Şubat 2014 Pazartesi

Bu Hafta Roma Tatilindeyiz.

Pegasus havayollarından aldığımız promosyon uçak bileti ve booking.com .'dan  aylar öncesinde yaptığımız otel rezervasyonumuzla Roma tatilimize başlıyoruz . Sabiha Gökçen havaalanından masmavi bir gökyüzüne rötarsız havalanıp , yaklaşık 2,5 saatlik bir yolculukla ,

Masmavi bir havada Pegasus ve THY 'ninde sefer yaptığı Fiomicino havaalanına iniş yapıyoruz . Havaalanından hızlı bir şekilde çıkıp bir an önce şehre ulaşmak isterken Roma şehir merkezine otobüsle transfer konusunda internette en çok adı geçen Terravision yetkilisine otobüsün ne zaman kalkacağını soruyor ve 5 dakika sonra cevabını alınca ondan bilet almamız bize 1 saatlik gecikmeye maloluyor . Otobüsleri gelmeyince en kalabalık peron olan Terravision 'un solundaki Tam firmasının 3 , Alitalia 'nın 1 ve başka bir şirketin 2 otobüsü hareket ediyor , fakat biz bilet aldığımızdan dolayı diğer şirketlerin otobüslerini yalnızca seyrediyoruz . Bir turist kızgın bir şekilde parasını geri istese de küçük bir tartışma çıkıyor fakat paralar iade edilmiyor .Çünkü bir kişiye iade yapsalar herkes edip yandaki şirketin otobüsüne binecek . Fiumicino havaalanından Termini 'deki merkeze otobüsle gidiş için 5 , trenle 14 , taksiyle 48  Euro  ödeniyor. En ucuz araç olan otobüsle gidecekseniz tavsiyemiz , havalanından çıkınca acele etmeden sağ taraftaki Roma Shuttle otobüslere doğru ilerleyip hangi otobüs önce gelirse kapıdan bilet alıp binmek şeklinde olacak ,ama yazın kalabalıkta  nasıl olur bilemiyoruz. Havaalanından  45 dakikada otobüs , tren garı ve metronun bulunduğu merkezdeki Termini bölgesine ulaşıyoruz .

3 gece , 2 kişi oldukça zengin açık büfe kahvaltı dahil ,,üç gün öncesine kadar iptal opsiyonuyla 226 Euro 'ya kalacağımız , booking,.com .'da 8.2 puana sahip 3 yıldızlı Miami Otel ,biraz aşağıda , Trevi Çeşmesine (Aşk Çeşmesi) 15 dakika yürüme mesafesinde Via Nazionale caddesi üzerinde bulunuyor , Terminiden 10 dakika da yürüyerek ulaşıyor ,

güleryüzle karşılanarak elimize Roma haritası veriliyor ve gidilecek yerler resepsiyonist tarafından harita üzerine işaretleniyor .
Odamıza yerleşiyor ve kendimizi dışarıya atıyoruz .
Yolda kıpkırmızı bir gökyüzüyle oluşan manzara çok güzel görünüyor . Trevi Çeşmesine giderken bir tiyatro görüyor ve içeri girip bilgi alıyoruz . Bilet fiyatları balkonda  15 Euro 'dan başlayıp 45 Euro 'ya kadar çıkıyor . Sanat şehri Roma 'da bir tiyatro veya bale izlemek güzel bir fikir olsa da yarın gelebiliriz diye düşünerek ayrılıyor , Aşk çeşmesine ulaşıyoruz .

Hava oldukça soğuk olsa da burası oldukça kalabalık görünüyor ,
resim çektirip biraz oturuyor ,arkadaki dilim pizzacıda harika bir pizza yiyoruz ,


Yol üstündeki sıradan bir pizzacıda beklentimiz yüksek olmasa da pizzayı çok beğeniyoruz . Daha sonra İspanyol merdivenlerine doğru ilerliyoruz .

Burası da oldukça kalabalık görünüyor , bazı insanlar kendi aralarında sohbet ederken , bazıları resimler çekip etrafı seyrediyor . Daha sonra aşağıdaki piyasa caddesine geçiyor , yeni yıl için süslenmiş caddelerde dolaşıyor ,
sokak müzisyenlerini dinliyor ,
 Haritayı takip ederek akşam arkadaşımızın İtalyan patronunun önerdiği bir aile işletmesinde yemek yiyeceğimiz restorana doğru giderken yol üstünde bir köprüden geçiyoruz .
Restorana geldiğimizde henüz açılmadığını görünce fazla turistin bulunmadığı bölgede dolaşıyor , bize ilginç gelen bir yere giriyoruz .
Burasını içinde şarküteri , pizza ve içki satılan kafeteryalı  İtalyadaki  adı Gelataria olan ekmek fırını olarak tarif  edebilirim . İnsanlar iş çıkışı böyle yerlerde oturup arkadaşları ile sohbet ediyorlar . Yaklaşık 1 saatlik süremiz olunca 6,5 Euro 'ya bir şişe Cabarnet şarap alıp , masada oturup sade içmek olmaz diye düşünerek peynir reyonuna ilerliyor , bu şaraba uygun peynirleri soruyoruz . Buradaki peynirlerin bazılarının üzerinde fiyat olmadığından tezgahtarın önerdiği bir peynirin fiyatını sorduğumda yanlış anlıyor ve İngilizce de sheep yani koyun peyniri diyor , eşimse cheap yani ucuz anlayıp güzel görünen peynirden alıyor , tartılınca kilosunun 55 Euro olduğunu öğreniyor  ,100 gr 'dan biraz fazlası için 6 Euro ile birlikte toplam 14,5 Euro ödüyoruz .

 
Peynir gerçek Kars kaşarı tadına yakın olup olağanüstü güzeldi , şarapta oldukça iyiydi . Oradan çıkıp tavsiye üzerine geldiğimiz yakındaki içeride hiç turist görmediğimiz restorana geçiyoruz .
   İçeri girince çalışanların yaş ortalamasının yüksekliği dikkat çekiyor , ben Somonlu Ravioli ,
eşim ise Deniz Mahsüllü Makarna siparişi veriyor .
Burada bizde esnaf lokantalarında eskiden bulunan ekmeklik dikkatimi çekiyor , şu an içerde İtalyanca dışında bir dil olarak yalnızca biz  Türkçe konuşuyoruz . Eşimin sipariş verdiği deniz mahsullü makarna güzel , benim somonlu ravioli ise bir makarna ancak bu kadar güzel olabilir dedirtecek kadar eşsizdi .Yandaki masanın sipariş verdiği karışık tabak o kadar ilgnç geldi ki , masadaki adamla birlikte bende yemeğin fotoğrafını çekmek için ayağa kalkınca önce biraz şaşırdılar , sonra heyo diye bağırarak selamladılar , biz sofradan kalkarken dikkatlerini çekmiş olacağız ki birisi nereli olduğumuzu sorup , iyi tatiller dilediler .Bu yemek için soda ve ekmek dahil 26 Euro ödedik. Restorandan çıkınca caddelerde dolaşarak geriye dönerken ,
hareketli , restoran ,cafelerin de bulunduğu bir meydana çıktık ,
burada gözümüze kestirdiğimiz bir cafede oturup değişik bir trimisu yiyip
expresso kahve içtik . sonra Venedik Meydanından geçerek otelimize geri döndük .
Yarın buradan okuyabileceğiniz , toplam 10 saat yürüyerek Kolezyum 'u da gezeceğimiz yoğun bir gün bizi bekliyor.